-Meme Kanseri-
Meme Kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipidir. Her sekiz kadından birisinde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de her yıl 25 bin kadına meme kanseri teşhisi konulmaktadır. Erken tanı ve tedavide son yıllarda kaydedilen önemli gelişmeler sayesinde meme alınmadan bu hastalıktan kurtulmak mümkün hale gelmiştir.
Meme kanserinden yaşam şekliyle ilişkile değiştirilebilecek risk faktörleri:
- Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak
- Yeterli fiziksel aktivite yapmamak
- Hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak
- Doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak
- Menopoz sonrası hormon tedavisi almak
- Alkol kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla alkol tüketimi riski daha çok arttırmaktadır.
Kanserin Belirtileri:
- Ele gelen ağrısız, sert yapılı, hareketsiz, düzensiz sınırlı kitle,
- İki meme arasında şekil ve boyut farklılığı gelişmesi,
- Meme cildinde kızarıklık, morluk, çekinti, ödem,
- Meme başında renk değişikliği, kabuklanma, çöküntü,
- Meme başından kanlı veya kansız akıntı,
- Koltuk altında ele gelen şişlikler sayılabilir.
Erken teşhiste; kendi kendine yapılan meme muayenesi, yıllık genel cerrahi uzmanı muayenesi ve 40 yaşından itibaren mamografi kontrolü çok önemlidir. Şüphelenilen kitlelerden iğne/doku biyopsisi yapılması altın standart yöntemdir. Bu sayede kitlenin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı, kötü huylu ise hangi tipte olduğu ortaya konulur. Tedavide öncelikle hastalığın yayılımı ve evresi değerlendirilir. Erken evrede yakalanan meme kanserinde meme alınmadan tümöre direk müdahale edilebilmektedir. İleri evre meme kanserinde meme alınsa bile aynı seansta veya ileri bir tarihte yeni bir meme (protez) yapılabilir.
Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Zaman Yapılmalı?
Kendi kendine meme muayenesi, 20 yaşını geçmiş bütün kadınlar için erken teşhis açısından önem taşır. Meme muayenesinde en doğru zaman, adet dönemi bittikten sonraki 4-5 günlük dönemdir.